24 Kasım 2009 Salı

24 Kasımlar, Öğretmenler



Devlet okulunda okuyanlar bilirler

Elleri sigara kokardı öğretmenlerin.

Vurduğu tokatların sızısı yüzümüzden, eldeki izmarit kokusu burnumuzdan gitmezdi.

Sözlüye kaldırırlardı. Beklediği cevabı alamadığında rencide etmeye çalışanları vardı.

Öğretmenler günü geldiğinde çeşit çeşit hediyeleri kabul etmek zorunda kalırlardı.

Bazıları vardı ki her öğrenciye isim takarlardı.

Başarılılara ayrı başarısızlara ayrı bakarlardı.

Okulları kışlaya benzetenler bile olurdu.

Genelde öğrencilerine soyadları ile hitap ederlerdi. (Benim soy ismim normalde kız ismi olarak

kullanıldığından iyice kıl olurdum )

Kimisi, öğrenmediğini öğretemediğinden rahatsız da olmazdı.

Müfettiş hikayeleri hababam sınıfından farklı değildi.

Daha bir sürü işe yaramaz çeşidi vardı...

Elime ilk cetveli yediğim günden sonra soğudum onlardan daha 7 bile değildim.

Ama aralarında iyileri de vardı.

Dersini sevdirmekten öte, gezilere, tiyatroya götürenleri vardı.

Öğrenciyi ismiyle hatırlayanı vardı.

Keyifli ders işleyenleri hatırlar gibiyim.

Gülümseyenleri, gerçekten anaç olanları, babacan olanları vardı.



Şu an bu konu çok karmaşık benim için... sevdiklerim de var nefret ettiklerim de...

Şimdi Öğretmenler Günü gelmiş iyileri ayıralım, sevelim, sayalım, günlerini kutlayalım...





2 yorum:

  1. çok ağır şartlarda sahip iş yaşamında, dünyanın en iyi çalışma süresine sahip olan, çalıştığı birim saate göre en yüksek ücreti kamu personeli olmasına rağmen ve öğretmen olduklarında bu şartları bilmesine rağmen devamlı geçinemiyorum isyanlarında olan öğretmenlerden bıktım, haftada 15 saat çalışan öğretmenle kamuda 40 saat çalışan mühendis arasında 200-300 tl fark varken, ki yazları sadece bankamatikten para çekmek dışında devlete zerre katkısı olmayan öğretmenler ağlarken siz hiç ağlayan mühendis gördünüzmü sadece fark 200 tl , mühendise eylül ayında katkı parasıda yok, şubat tatilide yok, 2,5 ay yaz tatilide yok, kar tatilide yok, haftasonu nöbet angaryaları var, yerine göre 100 lerce işçinin sorumluluğu var, o işçilerden birinin burnu kanasa mahkemeye giden mühendisin derdi var, sorumlu olduğu yapıda problem çıksa 20 yıl sonrada olsa attığı imzanın sorumluluğu var, çalıştığı yerlerin çoğu dağbaşı olduğu yerler var ama bi günü bile yok, mühendisler günü bile yok... özel sektörde ise halleri iyice içler acısı... buna rağmen öğretmen maaşı mühendsi maaşıyla niye eşit değil bizde 4 yıl okuduk diyen yüzsüzleride gördük... 4 yıllık ana okulu öğretmeni ile 4 yıllık elektrik-elektronik mühendisi şimdi bir mi? üniversite sınavında daha çok efor, üniversite okurken çok daha büyük bir efor, iş hayatında daha çok efor ama sızlanan mühendis yok sızlayan ve ağlayan öğretmen var... sadece öğretmen ile mühendisi kıyasladım, bazıları haline şükretsin diye...

    YanıtlaSil
  2. Çok doğru sözler.. Genelleme yapmak ne kadar doğru bilinmez ama, haddini bilip işine sahip çıkan öğretmen sayısının azlığı eğitimin kalitesinden belli.. Şu kriz ortamında hele hiç ses çıkarmasalar iyi olur. Bir de ülkede kim hangi mesleği yaparsa yapsın, meslek ahlakını ve değer yargılarını yıpratmadan, yaptığı işin hakkını vermesi gerekiyor. Galiba genel olarak böyle bir sorun da var.

    YanıtlaSil