2 Ocak 2010 Cumartesi

ikibinon

Yeni yılın ilk gününü geldi de geçti bile. Bir gece önce yedeğimiz gıdaları sindirmekte zorlandığımız bir gün olmakla beraber, aynı zamanda mide sancılarıyla geçmiş bir gündür. Her yılbaşı gecesinin sabahında olduğu gibi yerlerde fıstık ve çekirdek kabuklarının kol gezdiği halı ve koltuklara yayılmış kırıntıların ortalıkta dans ettiği bir hal vardır evlerde. Nice nice güzel temenniler havada uçuşsa da yine belli başlı sıkıntıların artarak azalmasını da içinde barındırmasını dilediğim  yeni yılın öncekilerden farkı olmayacağını düşünmekteyim. Mesela herkesin olduğu gibi benim de hayal edip beklediğim büyük ikramiye 4 kişiye pay edilip, biletime amorti bile vurmadığında başlıyor talihsizlikler serisi. Sonra bakıyorum ki ikramiyenin isabet edeceği bir bilet bile yok cebimde. Yılbaşı gecesini her zaman olduğu gibi evde sade bir televizyon izleyicisi kıvamında geçirirken, diğer 364 günden farkı olmaması gerektiğini de biliyordum. Bu bilinçle seyre daldığım televizyonun ahenginde yediğim kuru yemişlerin ertesi gün bana vereceği sıkıntıdan habersizdim. Mesleki olarak sevdiğim bir tabir olan dönem sonu ve dönem başı mal mevcudunu bu sene Taksim - Tünel arasında pek göremedik. Sayımda görevli güvenlik güçleri kanımca önceki yıllara göre magandasız bir yılbaşı akşamı geçirmişlerdir. En son 2000 yılında yirmili yaşların verdiği heyecanla yılbaşı akşamı o bölgede bulunmuş ve bir daha bulunmayacağıma dair de kendime söz vermiştim. Dönemin en renkli grubu Athena'yı meydandaki konser organizasyonunda izleme teşebbüsümüz, etraftaki insanların  birbirlerine anlamsızca attıkları maytapların giysilerimize isabet etmesi sonucunda bir çoğumuz milenyumda yeni bir mont alma gereksinimi duymuştuk. Daha konser başlamadan terk ettiğimiz kalabalıktan çaktırmadan  koşarak ayrılmıştık. Unkapanı istikametinde yürürken girdiğimiz yeni yıl futbol açısından  Uefa Kupası, Süper Kupa  ve Euro 2000 çeyrek finalini getirmişti bize. Bir daha öylesi gelmedi.Önceden de olduğu gibi bugün de büyük heyecanla kutlanacak tarafı olmayan yeni yıl hadisesine ben dönemsel bakıyorum. Yeni bir açılış bilançosu üzerinden aynı işlemleri yapmaya devam edeceğiz. Sonunda kazanılan veya kaybedilen bir şey olmadığı gibi beklentileri de makul seviyelerde tutmakta fayda var.
  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder