17 Temmuz 2012 Salı

Felipe Melo

Kiralık futbolcu bana her zaman ürkütücü gelmiştir. Sezon başında yüksek bedelle kiralanırken bu adamın katkısının ne seviyelere geleceğini kimler tahmin etti bilmiyorum. Başarılı olsa dert, olmasa başka dert. Neyse ki başarılı oldu ve o olmasaydı belki de şampiyonluk imkansızdı. 

Forma numarası da önemlidir benim için, mesela Elano 9 giymeyecekti derdim hep ama adamın yüzünü hatırlıyorum, hiçbir numarası olmayacaktı zaten onun. Melo'da bu endişeyi duydum, 10 numara bizde başka izler bırakmıştı hep Melo 10'a başka şeyler daha kattı. 

Mevkileri ve özellikleri bambaşka olsa da Pascal Nouma ya da Keita gibi seyirciyi sevdi ve kendisini sevdirdi. Öyle sevdirdi ki Riera meselesi beyinleri kemirmesine rağmen Melo'nun olmama ihtimali düşünülemedi. Kiralık olmasından korkuyordum işte bu yüzden. Bir sebepten geri gelmeyebilirdi Melo. Onun için sebep bulmak, onu getirememek ya da getirmemek pek zor değil gibi göründü. 

Geçtiğimiz yıl kazanılan şampiyonluk sürecinde as takımda Hakan Balta hariç tamamen değişen yeni adamların başarısı ve bu ekibin korunması gerekliliği önemli. Melo bu takımın 10 numarası değil, golcüsü değil, defansı değil. Geçen yıl Arda'nın durumu nasıl kafa karıştırdıysa ayrılırken şimdi onun yokluğunun da benzer bir tedirginlik uyandıracağı ortada. Bugün sokakta ya da tribünde Melo'yu istemeyen birine rastlamak çok zor. 

Henüz belirgin bir haber ya da vazgeçmişlik görünmüyor ya da ben duymadım. Melo'yu görmesek, izlemesek, bilmesek bir rakip takımın taraftarının bile ondan nasıl çekindiğini duymasak, buralarda bu kadar kelime kullanmazdık. 

Melo olmalı, Melo gelmeli.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder