9 Eylül 2012 Pazar

Tatil Yazısı

Aşağı yukarı 12 senedir kendi başıma tatil yapıyorum. Yani iş hayatına atılmanın devamında gelen kendi kazandıklarımla tatil yapmaya başladığımı kastediyorum, yoksa tek başıma alıp kendimi gitmişliğim yoktur. Genelde kuzengiller ağırlıklı ve sevdiğim birkaç arkadaşla çıkıyoruz yola, bu sene de benzer bir etkinlik gerçekleştirdik. 

İlk zamanlarda hareketli gece hayatına aldanıp güney kısımlara inmeyi alışkanlık haline getirsek de son zamanlarda çocukluğumuzun gazoz ve çekirdek kokan seyahatlerine dönüş yaptık. Kınalı'dan Tekirdağ'a, Malkara'dan Keşan'a, Koru Dağından inip Gelibolu'ya, arabalı vapura, ilk kez kendi şoför koltuğumda  olarak naaaber dedik. Nihayet Lapseki geçişi tamamlanınca da denizden uzaklaşıp Biga'nın mahallelerine daldık. Organik gıdalar olduğunu tahmin ettiğimiz sofralarda güzel yemekler eşiliğinde özlenen sohbetleri gerçekleştirdik. Akabinde aracımızın arka camına atılan bir tas su serinliği ile denize doğru sürdük. 


Çanakkale'nin Ayvacık ilçesine bağlı Behramkale Köyünden denize doğru inerken bu muhteşem manzaraya gözler takıldı, araba kenara çekildi, zira yol biraz dar ve tehlikeliydi. Yukarıda gördüğünüz muhteşem mavinin komşusu bu uçurumlu yoldan Assos'a inildi. Küçüktü, şirindi, hoştu bu mevsimde biraz da boştu. Neyse ki serinlemeden havası tam zamanında gelinmişti. 


Eko-paket tatilimizin başlangıcı da sakin bir pansiyona kaynak olmanın devamında çantaları odaya atıp maviye koşturma telaşını yaşattı. Ayağı suya değdirdi. Araba gürültüsünü, sokak cıvıltısını  binlerce beton  binayı çok çok gerilerde bıraktı. Kafayı hemen boşalttı, bir sigara yaktırdı maviye daldırdı, uzaklaştırdı, sorun diye gördüklerimizden. Zira bizim derdimiz dert miydi her gün Güneydoğu'dan gelen haberlere ve yurdun her yanında yaşaran anne baba gözlerine bakınca...



Şu şemsiyelerin altından aşağıda göreceğiniz yakamoza bakarken unutabildim bir süre kötülükleri, sıkıntıları saatlerce konuşurduk normalde kuzenle ama bu manzarada susmaktan şikayet edilmedi. Otel manzara olsun diye çekilen bir resimdi sadece biz mütevazi bir pansiyonun konuğu olduk bilgisini vermeden edemem.


Şöyle otur karşısında bekle saatlerce sıkılmadan, bak suya düşmüş aya, düşün bakalım nereden geldin nereye gideceksin. Yok yok öyle derinlere dalma... Hayallerin, özlemlerin, kaderciliğin dibine vur. Otur öylece dertlenmeden bekle... sayılı günlerin vardır elbet, bekleyenine kavuşacağın. 

Zaman yenilenme zamanıdır, ayı, güneşi, denizi, içindeki balıkları izlerken deşarj olma anıdır. Şehre özlemdir hatta sonlara doğru. Lakin güzeldir kafanın rahatlaması, tebdil-i mekanda ferahlık vardır demişler. Ülke gündemini hesap etmezsek yılın ikinci yarısında gerçekleşen muhteşem günler oldu, oluyor, inşallah daha da olur.

Teşekkürler Assos... dolunay, komşun Midilli, balıkların ve güzel havaların için teşekkürler...


...ve daisy denilen dost kişi sana da teşekkürler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder