19 Ocak 2014 Pazar

Grbavica (2006)


Doksanların başında başlayıp ortalarına kadar devam eden Bosna savaşı hakkında beyaz perdede kaç film üretildiği ortada. Bosna savaşından kısa bir süre önce çekimine başlanan ya da aynı dönemlerde gösterime giren ve Almanların II. Dünya Savaşı'ındaki Yahudi Katliamını anlatan sayısız filmden biri olan Schindlers List hakkında buraya yazarken düşündüm, sonunda böyle bir filmin varlığını öğrenmek ile izlemek gereklilik haline geldi. 

İnsanın garip bir tarafı var bazen kendimde de bunu hissedince rahatsız oluyorum. Filmi izlerken hep soruyorum savaştan kalma harabe yok mu ? Dört yıl süren savaşın izleri bu kadar mı ? Başka bir görüntü olamaz mıydı ? gibi sorular kafamı kurcaladı çünkü merak ediyordum. Mesela 1999 depreminden üç yıl sonra gittiğim Gölcük seyahati içindeyken de benzer soruları sordum kendime. Hep bir iz merak ettim. Kalıntı görmek istedim. aslında bu meraklı isteğimin  bir sebebi var o acıları ben çekmemiştim. 

Ateş düştüğü yeri yakıyor ve şimdi daha iyi anlıyorum. Bir faciayı, afeti ya da kötü bir hadiseyi, yaşayan ve canlı tanık oldukları için travmasını unutamamış insanları da incitmeden anlatabilen prodüksiyonlar yapılmalı. İşte tam da bu film gibi olmalı. Tam da böyle anlatılmalı savaşın etkileri, acıları ve izleri. İlla duvar yıkıntıları göstermemeli. Yerine getirilebilir olan yıkıntıları kimsenin dert etmediği çok belli.Yerine gelmeyen insanların gerçekliği bilinmeli. O yüzden bu film böyle görülmeli. İzlerken sorduğum soruları geri aldım. O acılı kadını oyayan Sırp oyuncuyu da alkışladım. 

Savaş ,sadece şehit olanların kurtulduğu, yaşayanların ise yıllarca kurtulamayacağı amansız bir hastalıktır. 

London River 2009


Dram izlemek için hasta olduğum bir günü tercih ettim ve bununla da kalmadan iki dram üst üste izledim. Efendim bu izlediğim İngiltere'de geçen bir terör meselesinde, hayatlarını kaybettiklerini de filmin sonunda öğrendiğimiz, iki farklı inanışa sahip çocukların anne ve babasının yollarının kesişmesini konu alır. Durgun sakin bir film haliyle, bu film izlerken bayanlar oje sürebilir erkekler tıraş olabilir. Çocuklar da zırlayabilir. Kaçırdığınız bir şey olmaz uzun uzun seyredersiniz. 

  


Bu filmi aylar önce indirmiştim. Anca fırsatım oldu izleyebildim, sıkıldım bazen ama yine de seviyorum dram filmleri, bu da gayet başarılı olmuş. Yukarıda söylediklerimle çelişmek istemiyorum. Sadece göz kırpmadan seyredilecek bir film değil. Müslüman rolü için bu kadar kara kuru bir adamı seçmek doğru mudur onu da sormadan edemem ? 


Akılda kalan replik: Mösyö Osman...