13 Eylül 2024 Cuma

Kerem ile aslı

 


Kerem Aktürkoğlu adını Avrupa ve Dünya Futboluna sağlam çivilerle çakmayı başardı. Bundan sonrasında mutlaka başarılı olacağını hissediyorum, umarım da öyle olur. Nasıl da rahat, nasıl da yüzü gülüyor kardeşimizin. Bu cümleleri milli bir gururla yazıyorum. Bu topraklarda yetişip ya da bu bayrağa sevdalı olup mesleğini yurt dışında başarıyla yapanlara selam olsun. 

Kerem Aktürkoğlu Galatasaray' da başarılıydı. Bunu tartışan futbola çok uzak olmalı. Kendisini her insan gibi o da geliştirebilmeli. Her zaman yenilenerek devam ederse başarıları da devam eder. Eleştirilmesi normal hatalar da yaptı. Hem saha içinde hem saha dışında eksikleri oldu. Uzaktan gözlemlerimiz bu, ancak gördüklerimizi anlatabiliriz. 

2021-2022 sezonu sezonunda statta da birçok maçını izledim. Galatasaray için kötü Kerem için iyi bir sezondu. Gelişim gösterdi ve katkı sağladı. Belki de Galatasaray tarihinde küme düşme sıkıntısını yüksek olaraka yaşadığı bir dönemde can simidinin parçalarından oldu, bu tarafını da unutmamalı. On üçüncü sırada bitirilen kabus sezon sonrası gelen iki şampiyonlukta da çok net katkıları oldu. 

24. şampiyonluğunun içerisinde katkılarına rağmen daha fazla eleştirildi. O da bu eleştirilere ve maalesef hakaretlere cevaplar verdi ya da duygusal değişimler yaşadığını dışarı çok belli etti. Keşke o dönem destek alsaydı gerçekten milyonların önünde yaşanan ve eleştirilen zor bir meslek futbolculuk. Bunu belki seneye hiç yaşamayacak ya da tekrar yaşasa ne yapacağını biliyor ama artık olanlar oldu. 

Milli Takım ile son maçında güzel bir performans sergiledi ve ondan beklenen ne varsa saha içinde gösterdi. Güzel sonuçlanan iki sezonun sonunda Benfica macerası için muhtemelen gözü arkada kalmadı. 

İşin aslı milyon avroları alıp onun yarısı kadar katkı sağlayamayan yabancı futbolcuların güzelleme ile ilahlaştığı bir ülkede kalbi kırık yerli bir futbolcu oldu. Az kazanan ve çok katkı sağlayan bizim çocuklardan biriydi. Futbolda ve birçok iş ortamında olduğu gibi dışarıdan gelenlerin yanında kıymetsiz gözüktü. 

Galatasaray onun eksikliğini yaşayınca anlayacak. 

Yolu açık olsun.

12 Eylül 2024 Perşembe

Galatasaray'da Mayıs Kutlaması Eylül Sıkıntısı



Son iki yılın lig şampiyonu takımın yönetimi Mayıs Ayında ne düşünür? 

  • Eksiklerimizi gördük.
  • Takviyelerimizi kamplara yetişecek şekilde yapalım.
  • Mümkünse bir iki yerli bir iki yabancı yıldız transferi ile gidenlerin yerini dolduralım.
  • Pazarlama ve sponsor çalışmaları ile takımı güçlendirelim.
  • Şampiyonlar Ligi'ne mutlaka katılalım hem gelirini elde edelim, hem de sürekliliği sağlayalım. 
  • Rakiplerimiz bizi geçmek için daha çok bilenecek bu baskıya hazır bir psikolojiye sahip olalım.
  • Avrupa Kupaları'nda yaşanan aksaklıkların giderilmesine çalışalım. 
  • Genç, dinamik ve yeteneksiz kuzey takımlarına tur ve puan vermeyecek halde çalışma yapalım. 
  • Doğru yönetilelim, şeffaf olalım, iletişimde kuvvetli olalım ve camiaya güven aşılayalım.
  • Ayrılıklarda vefalı olalım. 
Eylül ayındayız.
  • Eksiklerimizi gördük. 
  • Takviyelerimizi kamplara yetiştiremedik. Hatta doğru düzgün takviye bile yapamadık. 
  • Gidenlerin yeri dolmadı bazı bölgelere adam bile alınmadı. Yerli bir yıldız transferi olmadı. 
  • Bu yıl için ses getirecek bir sponsorluk anlaşması henüz görmedik. 
  • Şampiyonlar Ligi'ne katılamadık.
  • Ezeli rakibimizden sezonun ilk maçında hezimet gördük ve ilk kupamızı kaybettik. En son rekor puanla şampiyonluk yarışında olduğumuz en önemli eksikliklerini hocası dahil olmak üzere giderdi. 
  • Young Boys maçlarında gördük ki bırakın Avrupa'nın önde gelen takımlarını, orta sınıf bile olmayan liglerinin şampiyonlarıyla iki yıldır baş edemiyoruz.
  • İletişim kötü, transfer süreci kötü skandal haberler ve bu haberlerin açıklığa kavuşması gerçekleşmedi Karanlık bir yönetim anlayışı var. 
  • Kendi değerlerimize sahip çıkmadık. Kerem Aktürkoğlu iyi para kazanmadı ve çok daha iyi para kazandıramadan gitti. Maalesef Zaha - Kerem krizi iyi yönetilemedi. Şimdi ikisi de yok.
      
Muhtemelen bu işten anlayan insanların tahmini tutacak, sahada kriz bir futbol göreceğiz. Avrupa Ligi için karmaşık şeyler olabilir ama istikrar ve başarı elde edecek bir yapı hiçbir tarafta gözükmüyor. Galatasaray taraftarını sıkıntılı bir sezon bekliyor. 

26 Ekim 2023 Perşembe

Futbol sabırsızları

 

İki yılı aşkın bir zamandır yaşanılan ekonomik saçmalıklar ile beraber Ortadoğu'da cereyan eden karışıklıklar, yaprakların döküldüğü sonbaharın içerisinde sıcak bir hava essin istedik, olmadı. Ölmedik, ezilmedik ve bitmedik. Gibi'de İlkkan'ın söylediği gibi daha bilge olduk. 

Öncelikle 2021-2022 sezonunun tamamında Galatasaray Taraftarını kötü giden sezon içerisinde gösterdiği direniş, isyan ve sonunda tümden bir değişikliğe götüren ısrarını bugün gelinen noktadaki doğru gidişata bakarak değerli buluyorum. Aynı sezonun son altı iç saha maçını ve yine sezon içerisinde Avrupa Ligi'nde kazanılan Marsilya maçlarında tribündeydim. Ligde tutunamayan o takıma tribünden verilen desteği ve projeyi doğru yürütmeyen yönetime isyana canlı tanık olmuştum. 

O kötü günleri geride bırakan Galatasaray ligi 13. sırada tamamladığı sezonun ardından 2022-2023 sezonunda şampiyon oldu ve bir sezon uzak kaldığı avrupa serüvenine Şampiyonlar Ligi ön eleme maçları ile geri döndü. Ön elemelerde üç takım altı maç ve yenilgisiz olmasına rağmen çok da hazır olmayan bir takım olarak Şampiyonlar Ligi gruplarına kaldı. 

Transfer tahtası kapanması üzerinden bir buçuk aydan fazla zaman geçmesine rağmen hala katkı alamadığı oyuncular gölgesinde ligde namağlup ve bir beraberlikle neredeyse kayıpsız bir süreç geçirdi. Bununla beraber Şampiyonlar Ligi başladı. Bayern maçına kadar mağlubiyeti de olmayan bir durumdaydı. 

Bütün bunları neden yazdık? Çünkü şu süreçte Okan Buruk ve birkaç oyuncu üzerinde eleştiriler oluşmaya ve var olmaya devam ediyor. Eleştiri olumlu olduğu sürece problem zaten yok. Fakat şu anda rahatlıkla bu takımda oynayabilecek olan Yunus Akgün ve Berkan Kutlu'nun olumsuz eleştiriler yüzünden uzaklaştığını da düşünebiliriz. Küçük bir not; Emin Bayram dahil diğer kiralık oyuncular bence uzun bir yolculuğu düşünürsek hem kendileri için hem de Galatasaray için doğru kararı verdiler. Benim düşüncem avrupa kupalarındaki başarının gelebilmesi kendi ligimiz dışında tecrübesi az olan oyuncularla çok zor. Dolayısıyla onların bugün olmamasını olumlu buluyorum.

Biz biraz sabırsız insanlarız, eminim ki hepimizi Bayern'i elimizden kaçırdık düşüncesiyle çok üzüldük ve o gece belki de çok zor uyuduk. Oysa biz kuralar çekildiğinde bu iki maça bir puan bile yazamadık. Bizi bu umuda bağlayan yine Galatasaray oldu. Galatasaray vizyonu ve bu uğurda emek veren insanlar oldu. Okan Buruk ve tüm teknik ekibi futbolcularla beraber kutlamak lazım. Galatasaray Ruhu denilen şey geri geliyor sabırlı olmalı. 

İçeride Kopenhag ve dışarıda Manchester United'dan alınan puanlar bu zor iç saha maçı için beklentileri çok yükseltti. Maçın büyük bölümünde baskılı ve bir şampiyonlar ligi grup maçı ve rakibin gücü düşünüldüğünde yüksek şut sayısı ve muazzam istatistikler ile bunu takım olarak yaptı Galatasaray. Tek eksik futbolun en önemli puan kazandıran noktası olan goldü. Gol gelmeyince de 70 dakikada yaşanan tüm güzellikleri çöpe attı futbol sabırsızları. 

Maçta nelerin olabileceği günlerce konuşulacak. Biz kazanımları ve çıkarımlarımızı söyleyelim. Okan Buruk bu tecrübeyi cebine koydu. Grupta bulunan diğer rakipler de Galatasaray konusunda daha temkinli olacaktır. Mauro Icardi maçtan sonra olumlu ve toparlayıcı bir sosyal medya paylaşımı yaptı. Bu ilerleyen zamanlarda bireysel olarak eleştirilen tüm oyuncuları kendine getirecektir. 

Kesinlikle bir Avrupa Takımı kimliği bir turnuva takımı yolculuğunda emin adımlar ilerliyor Galatasaray. Zaten öyleydi ama sürdürülebilirlik bugün hayatın her alanında önemli bir fark. Türk futbolu diğer kulüpler açısından da ülke puanı açısından da doğru işle yapmalı ve sürdürülebilirliği sağlamalı. O yüzden bu yolda en avantajlı ve yolu en açık durumda olan Galatasaray öncülüğü devam etmelidir. 

Bir çiçekle bahar olmaz ama bir mağlubiyet ile de bunca emek hiçe sayılamaz. Eminim Galatasaray her uzvuyla bu maçtan derslerini almıştır. Güzel bir şampiyonlar ligi hikayesi için sabırla bekliyor ve hayranlıkla izliyorum takımımı. Biz desteklemeye ve gurur duymaya devam edelim gerisini Galatasaray yapacaktır.

Çünkü daha önce yaptı. 




12 Ekim 2023 Perşembe

Hiç ummazdık, oldu...

Sadece Galatasaray'a değil futbola ilgi duyan tüm insanların saygı duyduğu bir insan; onun için "Mauro Emanuel Icardi Rivero, santrfor mevkiinde oynayan Arjantinli millî futbolcudur. Süper Lig takımlarından Galatasaray'da forma giymektedir." diyor vikipedi platformu. Bu cümle bile inanılmaz aslında.



Sezen Aksu'nun Deliveren isimli albümünde yer alan müziği ve düzenlemesi Ermeni asıllı Amerikalı udi Ara Dinkjian'a, sözleri ise Sezen Aksu'ya ait "Hoşgeldin" isimli şarkı kulağımda çalmaya başlıyor Icardi ile biten maçlardan sonra. 

Bugün sokakta, okulda futbol ile ilgili olmayan birçok insanda bile iz bırakıyor ve bu durum güzel bir hikayeye doğru yol alıyor. Umarım bu topraklarda çok kalır ve umarım biz onu çok daha fazla seyrederiz. 

27 Nisan 2022 Çarşamba

Mavi siyah mavi

 

Mavi ışıklar yanıp sönüyor ve ara katlarda bir dairenin içini maviye boyayıp karanlığa bırakıyor. Bu her saniye aralıklı yanıp sönen mavi ışığın karanlığında bir çocuk ağlaması var gibi. Sağlık ekipleri ışıltılı ama sıkıcı beyaz ambulanstan hızlıca iniyorlar. Adres doğru mu? Evet burası. Binaya giriyorlar, insan emin olsa da kendinden sanki zili çalacakmış gibi hissediyor. Hafif bir tedirginlik bir korku olmuyor değil. Çok geçmeden binanın girişindeki fotoselli ışık tekrar yanıyor. Sağlık ekiplerinin kolunda ağır ağır yürüyen bir kadın, ardında hüngür hüngür ağlayan ve bir yakının belki de babasının kolunda bir evlat annesi için korkuyor. Hasta ambulansa biniyor ama araç hemen gitmiyor. Sıkıntılı bir bekleyiş koşuşturmalar oluyor. Çocuğu telkin etmeye çalışan büyüğü ambulans şoförüne nereye gideceklerini soruyor. Çocuk ağlamaya devam ediyor. Koşuşturmalar devam ediyor. Mavi ışıklar evin içinde dışında ve toplu konutlara ait tüm pencereleri maviye boyuyor. İçim ürperiyor gidip kendi çocuklarıma bakıyorum. Onlar sağlıklı ve sakin uyurken bir çocuk bu gece belki de hiç anlayamadığı bir sağlık kompleksinde annesi için sabahlayacak. Belki de başkasının evinde kalacak. Aklında bir sürü soru küçük bedenini zorunlu bir uykuya teslim edecek. Birileri onu oyalamaya çalışırken onun aklı o anda hiç kimsenin olmadığı evde ailesiyle normal bir akşamın hayalini kuracak. Olayların nereye varacağını tahmin etmesi mümkün değil. Çocuk ambulansı hep kahraman bir vasıta olarak biliyor olsa da kendi ailesinden biri için geldiğinde bu tedirginlik mutlaka ortaya çıkıyor. O arabaya binenin hemencecik geri geleceğini düşünüp dalıp gidiyor. Ambulansın mavi ışıkları bu gözlemi yapan herkesi sağlığın değerini düşündürtmeye itiyor. Ambulans, benim için hiç sevmediğim ama en zorda kaldığımda da sarılmak istediğim bir eski arkadaşım olabilir. Herkesin hayatında kapının önüne yanaşan bir ambulans olabilir, keşke buna gerek olmasa…