4 Ekim 2010 Pazartesi

2 Kabus, 1 Dost QS

20:49 sularında yaşanan yer sarsıntısının bünyede ortaya çıkardığı tedirginlik çok uzun sürmedi sandım, hayat normale dönmüş gibiydi. Bir kaç ''depremi duydunuz mu '' sorusunu içeren telefonun ardından pazartesi sendromu içerikli akışa devam ediyordum. Pazar gecesi olmasından dolayı vakit kaybetmeden uyku moduna geçmiştim.

Nadiren rüya görürüm ya da hatırlamam. Genelde de unuturum uyanırken, ama bu sefer ki polisiye bir filmi andırıyordu. ''Gecenin bir vakti uyanmışım son üç aydır hayatıma giren küçük dostumu perdenin arkasından  kontrol etmek istemiştim. Her zaman ''nasıl olsa oradadır ya '' cinsinden araladığım perdenin ardında bu sefer göremedim onu. Bir korku saldı içimi, hemen pencereyi açıp sokağın tamamını kontrol ettim. Dostum yerinde yoktu. Fakat dışarıda da sükunet yoktu. Havada uçuşam mermiler vardı. Çatışma vardı sanki güneydoğuda bir sınır karakoluna ateş açılması gibi bir hal ya da çocukluğumun canlı yayınlanan kabusu ''körfez savaşı'' gibiydi. Tedirginliğim daha da arttı ama bu dostumu aramaya çıkmama engel olmadı. Dışarı çıktım sokaktaki bomba çukurları ilkten bir şantiye edasındaydı, malum inşaat şirketinde çalışınca toprak çukurlu göründüğünden, hafriyat var sandım. Mermiler tekrar uçuşmaya başlayınca bir savaş olduğundan emin oldum. Bu arada yokuşun sonundaki çukurda dostumu görür gibi oldum. Yanına gidip baktığımda ondan daha ufak fakat aynı renkte bir akülü araba gördüm. Bütün sokakları dolaştım yine de. Dostum ortalarda yoktu. Çaresiz evin yolunu tuttum. Çaıtşma uzaktan görülüyordu. Evde beklerken gelen bir haberle umutlandım. Karşı komşumuz bir  polis memuruydu, dostumun yerini bulmuş, ama bana getirmemişti. Ekip kurduk  yanımda yakın dostlarım vardı. Uzi, yıllar önceki şahin dizisinde olduğu gibi siyah motorundan çıkan egzoz sesiyle pis bir arka mahalleye daldı. Çünkü kordinatlar doğruydu, navigasyon pis çıkmazları bile gösteriyordu.  Diğer taraftan Seljuh geldi gümüş renkli lpgli hondayı simsiyah gördüm gecenin karanlığında. Silah yoktu, kavga yoktu arabayı aldık. Haifif kirletilmiş gibiydi. Hani tecavüze uğrayan kadının saçı başı hafif  dağınık olur ya filmlerde,  benim dost da biraz öyle dağılmıştı sanki. Ama önemli değildi. Sonra kebapçıya hep beraber gidip lahmacun arasında adana söyleyip sı.ana kadar yedik.' Tam hesabı ödüyordum bir baktım dost park ettiğim yerinde yine yok  Şaka şaka önüne kamyon park edince görememişim.'' 

Sabah kalktım ve hemen perdeyi araladım baktım ki bir kabusmuş, dost beni hiç terk etmemiş. Son 10 gündür evde yalnızım, bir gecede iki kabus yormuş beni mesai başladı ama ağrılarım var.

Bazen sahip olduklarınızı cansız bir varlıktan ibaret diye önemsememek gibi hislere kapılırız, ama onları kaybettiğinizde bize ne kadar bağlı olduklarını anlıyoruz ve biliyoruz artık ayrılması zor bir parçamız olduklarını.   

2 yorum:

  1. Hayırdır inşallah kardeşim :)
    Beni karıştırma kabuslarına :) Bu sefer ucuz yırmışız ama ;)

    YanıtlaSil
  2. Ne bileyim kardeşim benzin deposunun üstündeki resmi bile gördüm yani düşün :)

    YanıtlaSil