Milyoner değil miyiz?
Doğumdan bu yana alıp verdiğimiz nefes milyonlarca değil mi?
Mesela her gün sokaklara çıkıp işe ya da okula gitmelerimizde attığımız adımlar
milyonları bulmadı mı? Okuduğumuz kelimeler, yazdığımız rakamlar, konuştuğumuz
cümleler milyonları bulmadı mı? Gazlı bir içecekte kaç yüz milyon baloncuk
oluyordu? Milyon defa kızıp, milyon defa gülmedik mi? Milyon kez üşüyüp, milyon
kez ısınmadık mı? Bir muhasebeci milyon fatura görmüştür, bir şoför milyon kez
vites değiştirmiştir. Bir kasap milyon parça kuşbaşı parçalamıştır. Milyon tane
elma satan pazarcı. Milyon tane bilet satan piyangocu, milyon tane çay dağıtan
kahveciler…
Bir şeyin aşırı derecede olduğunun rakamsal ifadesi değil mi
milyon? Peki ya bir milyoncular? Mesela kaç dublede kafa bir milyon olur?
Milyonlar banknot olarak seksenlerde çok şey, doksanlarda az şey, 2000’lerin
ortalarına kadar az şey, 2005 ve sonrasında 2010’ların ortalarına kadar çok
şeyi ifade ederken 2020’lerde yeniden az şeyleri ifade etmeye yeltendi. Hepimizin
kafası artık bir milyondan bile fazla. Daha paradan atılan altı sıfıra
alışamayan toplum şimdi tekrar artacak sıfırlara kolları sıvasın. 1 TL ye hala
bir milyon diyenler artık çekinmeden söyleyebilirler her şeyin milyonla telaffuzu
yakındır. Satılık ev ilanları, lüks araba ilanları hızlıca milyonlarda
seyrediyor.
Nüfus milyon, mülteci milyon, izlenme sayısı, beğeni sayısı milyon. Trafik milyon kripto paralar hep milyon...
Oysa, biz zaten hep milyonerdik. Bugünlere gelene kadar da o milyonları hep cepten verdik.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder