İlk zamanlar ayrılmak kolaydı, 11 yıl sadece tek ayrılık denemesi ile geçildi. 20 günlük kısa ayrılık hayatımda bir daha hiç görmediğim bir kişinin '' baba yak bi tane '' demesiyle son buldu. Bir daha da 2. günü olan hiç bir deneme gerçekleşmedi. O yüzden bu yazının 1. günü olamadı. Çünkü hiçbir 1. gün sigarasız son bulamadı.
Başladığım ilk günlerde onu bir gün rahatça bırakacağımdan çok fazla emindim. Beraber ilk yılı devirdiğimde çok mutluydum da onunla. Ben diğer tiryakiler gibi erken yaşlarda başlamadım. En azından kendi kurallarıma göre reşit olmak gerekiyordu. Çünkü ben 18 olmadan kahveye bile gitmezdim. Sanki öyle bir denetim varda suçlanıp hapse atılacakmış gibi korkardım.
Bu küçük önlemler beni sigaraya geç yaklaştırdı, ama günün birinde tiryaki olmama engel olamadı.Varoş yoğun bir ilçede, sağlıksız bir lisede sigara içmeden mezun olabildim ben. Liseden sonraki boşluk evresinde yakaladı beni bu zehir. Hem de çok havalı paketleri, karizmatik isimleriyle... Amerikan sinemasının en parlak oyuncularının elinde, ağzında markaları gözükecek şekilde zihnime kazındı. Çünkü yasaklar şimdi olduğu gibi değildi.
Aslında bırakacaktım ben gerçekten, günde 5-10 arası olan tüketimim ilk yıldan sonra 10-15 aralığına geldi. Bununla beraber hemen hemen her gün sigara almak için markete gider oldum. Siz markete yaklaşırken tezgahtarın her gün sattığı o paketi tezgaha siz söylemeden bırakması vardır ki bu hal normalde sizin gerçek bir tiryaki olduğunuzun suratınıza bir tokat gibi çarpması demektir. Cümledeki bu normal hal gerçekçi bakıldığında anormal bir bağımlılıktır.
Son yıllardaki bir çok denemenin ilk gün başarısız olması acı bir gerçek. Halbuki atlatılacak olan ilk gün diğerleri için dayanak olacaktır. Dayanılmasının zorluğu da sigaraya bir nefes kadar yakın olmaktır. Çünkü henüz bırakmış olduğunuzdan sigara ile ilgili bütün materyallere sahip olarak tekrardan başlayabilirsiniz. Sigara ile edinilen bir çevre, çakmak kül tablası gibi yardımcı malzemeler, ve her zaman canınızın çekmesini sağlayacak kahve çay ve yemek molalarında gel de içme...
Her sabah ilk çayla beraber, mümkün olduğunca saat başı, öğlen ve akşam yemekleri sonrası, sevinince, üzülünce, sinirli veya rahat zamanlarda bile her daim içmek için bir sebep varken. Onunla geçen bunca zaman ne ile dolacak. Üstelik son 48 saattir bir nefes bile alamadığını ayak uçlarına kadar hissederken. Yemekten sonra karşında paşa paşa tüttüren birileri varken. Çay demlenmiş, balkon atmosferi üfür üfür eserken. İlk günü atlatan adam 2. gün bu katliama izin vermez artık. Bugün de beraberdik ama gol yemedik. Önümüzdeki maçlara bakıyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder