17 Nisan 2018 Salı

İnanan Aslan, konuşan Arda Turan

İnanmak ve başarmak işte birbirine bu kadar yakındı. Son dönemde en formsuz görünen ama en güvenilir adamlardan olan sağ bekteki şirin adam coşkulu bir gol attı. Galiba maçı bu hızlı hücumla rakibi dağıtan gol kazandırdı. İlk maçın tam tersi oldu. Bu sefer gol sonrası krizi yönetemedi Başakşehir. 

Bu sezon içeride daima güçlü olan Galatasarayımız işi şansa bırakmadı. Bu noktada önemli kadro değişikliğini yapan hocaya da parantez açmak lazım. Sırtımızı dayadığımız o dağ gibi adam bize ve umutlarımıza kuvvet verdi. Direğin dibinde top tutan Muslera dan gol atamadığı için üzülen Gomis’e kadar inanan bir takım vardı. 

Çok merak edilen bir diğer konu da yıllar sonra bu takıma rakip olan eski kaptan. Yine beklediğimiz ve istediğimizi yapmadı. En antipatik tavırları ile mikrofonları istedi. Kamera önünde sanırım onu en görmek istemeyen adamlar biz Galatasaraylılarız. Bu çocuk çok gereksiz ve yersiz konuşuyor.  Israrla gündemde kalmak istiyor kendini anlatmak istiyor. Toplasan 10-15 yıllık harikulade kariyeri saha dışındaki hareketleri ile silip süpürüyor. Heykeli dikilecek işler yapmış bu kardeşimiz nedense en büyük rakibin ekmeğine yağ sürmek için uğraşıyor. Oysa bu durumu çok iyi yönetebilirdi. Herhalde günün birinde olgunlaşıp normale döneceği günü bekleyeceğiz. Keşke konuşmasa ve sahada kalsa. 

İkili averaj gibi konulara iş kalır mı bilinemez ama her maç böyle konsantrasyon olursa bu iş biter. Daha önce oldu yine olabilir. Artık ışığı herkes görebiliyor. Bu saatten sonra raydan çıkmadan devam etmeli. 






15 Nisan 2018 Pazar

İnandık biz sizlere !

Galatasaray kendi işini kendi görecek artık. Elinde formsuzları olan ilk 11 ve tüm mevkileri yedekleyemeyen oyunculardan oluşan bir kulübesi var. Büyük umut ise onlara bu şampiyonluğun ne kadar önemli olduğunu anlatacak bir teknik kadro var. Taraftar olarak biz inanıyoruz. Çünkü İnançsızlık en büyük rakip olur. 

Son altı haftalık serinin ilk maçı bugün oynanacak. Rakip tarihsiz bir kulüp olsa da kısa zamanda tarifsiz işlere de imza attılar. İlk yarı oynanan maçın etkisi bile bugün kazanmak için yeterli olmalı. Bunun dışında matematiksel hesaplamalara yer verilmemesi gereken bir altı hafta bu. Ne 2008 e benzer ne 2012 ye... Bugün kazanmak ve avantajı ele alıp hiç bırakmamak lazım.  

Bugün her Galatasaraylı rakiplerin bize karşı çok daha motive olduklarını düşünüyor. Sanıyorum psikolojik bir durum bu, çünkü şu ana kadar en çok başarı kazanmış takım olmanın rakiplere verdiği bir motivasyon var. Galatasaray bu büyük avantajını da iyi değerlendirmeli. Herkes Galatasarayı yenmek istiyor. 

Ekonomik, siyasi ya da fanatik nedenlerden dolayı değil. Böyle büyük bir camianın adına ve kültürüne yakışacak şekilde çok sevdiğimiz futbolu güzel oynayarak kazanması dileğiyle. 

İnandık biz sizlere...

2 Nisan 2018 Pazartesi

ilk yarı cimbom ikinci yarı nagihan

Maçın ilk yarısını cep telefonu ekranında takip ederken içim rahattı ve huzurluydum. Devre arasında 1-0 önde girince ben de muslera gibi rehavete kapıldım. ikinci yarının başladığını unutmuşum. kayınvalide survivor izlerken dalıp gitmişim. bu arada aslan da hamsiyi dişlemiş. twitter daki aslan kardeşlerimizden gomis efendinin gol haberini görünce tekrar açıp kalan kısmı izlemek istedim. sağolsun türk telekom konumda iyi çekmediği için o da yalan oldu. üç aydır kendime sorup cevap aramadığım nagihanın yüzüne noolmuş sorusu aklımda maçı bitirmişiz. Hiç gerilmedim hiç endişelenmedim. Çünkü içerde iyiyiz de dışarda biraz değişkeniz. umarım hoca bir çözüm bulur da sonradan kafamıza donk etmez.

1 Nisan 2018 Pazar

Yeni yazı

Bu tamlamada takılıp tam anlayamadığım yer yazı kelimesi. Acaba yazı mı özledim? Yoksa kalemden gelmesi gerekenleri mi? 

Şöyle iki sene daha yazmayınca iyice uzak kalmışım. Oysa o tarihlerde anlatmak istediğim sahalara geri dönmekmiş. Fakat yeni bir yazı yazmak çok zormuş vesselam. Bunu yapabilmek için kızımı uyutmam lazım mesela. Bu aralar geç yatıyor. Umarım gece hayatı bu seviyede kalır. O uyuyunca biraz düşünmeye vakit kaldı aklımdaki ise eskiye dair özlediğim şeylerden biri olan çalışma masamdı. Oldukça vakit geçirdiğim eşyaların başında geliyordu. Şimdilerde en çok onu arıyorum ama sanırım şu anki konseptimize uymuyor olacak ki çeyizime almamışım. Aslında yatak odasında yer var dediğimde eşimin gözleri yuvalarından fırlamasın   diye demiyorum. Bununla beraber diz üstü bilgisayarın hiç diz üstü kullanılmadığı bu hayatta yatak odasının da sadece yatmak için kullanılmaması gerektiğini düşünüyorum. Bunu hanıma söylemiyorum bile buradan okuyunca belki de  “hmm adam doğru söylüyor” diyebilir. Bununla beraber balkona büyük gelen özünde küçük beyaz masayı bana tahsis edebilir. Nasıl olsa bütün istek ve temennilerden ben sorumlu olduğuma göre evimizin beyaz masası olmamda bir sakınca görmüyorum.  

Bloğun geleceği ile ilgili bugün ve bundan sonra özellikle eğilmek istediğim bir alan kol yok. Futbol ile başladık ağız dolusu konuştuk. Sayfa dolusu zırvaladık. Bazılarını beğenmedim sildim. Arada güzel yazılar olmadı değil. Üç beş takipçimiz vardı bizi bilen. Şimdi yine hiç kimselerin okumayacağı hiç kimselerin bilmeyeceği yazılarımıza dönelim.

Bu şekilde ilerleyelim.