27 Nisan 2022 Çarşamba

Mavi siyah mavi

 

Mavi ışıklar yanıp sönüyor ve ara katlarda bir dairenin içini maviye boyayıp karanlığa bırakıyor. Bu her saniye aralıklı yanıp sönen mavi ışığın karanlığında bir çocuk ağlaması var gibi. Sağlık ekipleri ışıltılı ama sıkıcı beyaz ambulanstan hızlıca iniyorlar. Adres doğru mu? Evet burası. Binaya giriyorlar, insan emin olsa da kendinden sanki zili çalacakmış gibi hissediyor. Hafif bir tedirginlik bir korku olmuyor değil. Çok geçmeden binanın girişindeki fotoselli ışık tekrar yanıyor. Sağlık ekiplerinin kolunda ağır ağır yürüyen bir kadın, ardında hüngür hüngür ağlayan ve bir yakının belki de babasının kolunda bir evlat annesi için korkuyor. Hasta ambulansa biniyor ama araç hemen gitmiyor. Sıkıntılı bir bekleyiş koşuşturmalar oluyor. Çocuğu telkin etmeye çalışan büyüğü ambulans şoförüne nereye gideceklerini soruyor. Çocuk ağlamaya devam ediyor. Koşuşturmalar devam ediyor. Mavi ışıklar evin içinde dışında ve toplu konutlara ait tüm pencereleri maviye boyuyor. İçim ürperiyor gidip kendi çocuklarıma bakıyorum. Onlar sağlıklı ve sakin uyurken bir çocuk bu gece belki de hiç anlayamadığı bir sağlık kompleksinde annesi için sabahlayacak. Belki de başkasının evinde kalacak. Aklında bir sürü soru küçük bedenini zorunlu bir uykuya teslim edecek. Birileri onu oyalamaya çalışırken onun aklı o anda hiç kimsenin olmadığı evde ailesiyle normal bir akşamın hayalini kuracak. Olayların nereye varacağını tahmin etmesi mümkün değil. Çocuk ambulansı hep kahraman bir vasıta olarak biliyor olsa da kendi ailesinden biri için geldiğinde bu tedirginlik mutlaka ortaya çıkıyor. O arabaya binenin hemencecik geri geleceğini düşünüp dalıp gidiyor. Ambulansın mavi ışıkları bu gözlemi yapan herkesi sağlığın değerini düşündürtmeye itiyor. Ambulans, benim için hiç sevmediğim ama en zorda kaldığımda da sarılmak istediğim bir eski arkadaşım olabilir. Herkesin hayatında kapının önüne yanaşan bir ambulans olabilir, keşke buna gerek olmasa…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder